28 Mayıs 2014 Çarşamba

Bir Deli Hisler

Yanımdan sevgililer geçiyorum. Yalnızlaşıyorum.
Yakışıklı erkekler geçiyor. Yalnızlaşıyorum.
Metroya biniyorum sonra, karşımda iki sevgili. Adam kadına komik hareketler yaparak güldürmeye çalışıyor. Kız da gülüyor, muhtemelen eve gidiyorlar birlikte, muhtemelen sevişecekler hatta belki adam sabah kahvaltı hazarlayarak sürpriz yapacak kadına. Kadın çok mutlu, adam da mutlu.

Düşünüyorum.
Bir insan başka birini ne kadar sevebilir, insanlar birbirini seviyor görüyorum. Bu artık bana ilginç gelmeye başladı. Öyle lanet insanlarla karşılaşıyorum ki, öyle lanet ki her şey, iki insanın birbirini sevmesi bana garip geliyor artık.
Duygusal yakınlık kurduğum, kurmaya çalıştığım kişilerle zaman geçirirken ne zaman bitecek, ne zaman terkedecek beni korkusunu yaşamaktan bıktım. Kadına bakıyorum, adama bakıyorum. Ne adam gidecek gibi duruyor, ne kadın adamın gideceğini düşünüp üzülüyor. Ben neden hep böyle şeyler düşünüyorum?
Birinin beni seveceğine inanmıyorum sanırım. Çünkü daha önce derinden ve gerçekten sevildiğimi hiç hissetmedim. Ailem dışında tabi.
Hep korkuyorum, hep terkediliyorum, korkmasam terkedilmem mi acaba diye düşündüm, denedim de. Hikayeyi biliyorsunuz her şey çok güzelken terkedildim ben.

Korkuyorum hem de çok korkuyorum, birisine yaklaşmaktan, birisiyle yakınlaşmaktan, tanrılar korusun sevgili olmaktan, ve yine terkedilmekten ölesiye korkuyorum.

İstiyorum hem de çok istiyorum, birisine yaklaşmak, birisiyle yakınlaşmak, hatta sevgili olmak istiyorum. Sevgilileri gördükçe daha çok istiyorum, şiir okudukça, dizi izledikçe, güzel müzikler dinledikçe daha çok istiyorum. ama dediğim gibi korkuyorum da.

Bu ikilem arasında gidip geliyor sikik ruhum. Flörtleşmeyi unuttum, ilk buluşmalardan oldum olası nefret ederim zaten. Kuru bedenlerin de zevk vermediğini çok önce anladım.

Ne yapmalıyım, nereye gidiyorum hiç bilmiyorum. Gözlerimi kapatsam ve açtığımda esmer uzun boylu hafif kaslı kirli sakallı sevgilimle New York'ta bir otel odasında olsak. Ay ya da siktir et New York'u salonda tv izliyor olsak, beni gitmeyeceğine ikna etmiş olsa, içimden salak korkuları atmış olsa, olsa olsa olsa......

<el ele tutuşmayı çok özledim>

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Tuvalette Seks!

Uzun zamandır özel hayatımda yaprak kıpıldamadığı için kendimi dedikoduya adamış durumdayım, evde oturmak istemiyorum, her çağıranın davetini kabul edip sokağa atıyorum kendimi. E hal böyle olunca da bir yığın dedikoduyu sünger gibi emiyorum. Geçen gün dedikoduları bile karıştırdım. Olayı hatırlıyorum ama kimin anlattığını hatırlamam bir saatimi aldı. Bir saat diyip geçme zamanım çok değerli annem.

Ne zaman yazmaya otursam duygusal duygusal, saçma sapan yazılar yazıp yazıp sildim. İçimdeki pörsümüş umay umay ı acilen öldürmem ve sivri dilimi ateşlemem gerekiyordu ve yaptım işte buradayım.

En sevdiğim ve en yılan olan arkadaşım bana konuştuğu birini hediye etmek istedi. Ay bunla buluşamıcam sen buluş istersen dedi. Bu cümleden sonra bu işte bir bokluk olduğunu anladım ama hem insan tanırım hem belli mi belki bi bok olur diye gittim buluştum. Fakat çocuk karşıdan erevizyonu kazanan sakallı diva edasıyla geldi. En az onun kadar feminen ve sakallıydı. Hoş geldin abla dememek için zor tuttum kendimi.

Geçtik bir cafeye oturduk ve muhabbet ettik.

Bu salak taksimdeki starbucksları tek tek gezip hornetini açıyormuş ve oralarda yazanlarla anında buluşma gerçekleştiriyormuş. Hatta benim okulda gördüğüm ama konuşmadığım bir lubunyayla bile tanışmış.




Neyse yine bir gün otururken harika biri selam yazmış. Biseksüelmiş ve acayip yakışıklıymış. Hemen masalar birleşmiş ve sohbet ortamı oluşmuş. Adam tiyatrocuymus ve kız arkadaşı varmış. Tuvalete gidelim mi demiş ve gitmişler. Bizim lubunyayı adam öpmelere doyamamış. bizimki fermuara elini atmış adamın pantolon dizlerine inmiş ve bir de ne görsün kolu gibi bir yarak varmış. Bu yalamalara doyamamış tabi. Anlattığına göre adam da buna oral yapmış ama ben buna hiç inanmadım tabi. Adam bunu 5 cm lik sikini görmemiştir bile. Sonra seks yapmaya çalışmışlar ama girmeyince oralla devam etmişler biseksüel boşalmış ve ne demiş bilin bakalım. Hepimizin hayatını karartan o sihirli cümleyi söylemiş.

"Benim gitmem lazım"

Boşaldıktan sonra benim gitmem lazım demeyen adamı çok az gördüm. Onlar da sevgilimdi zaten. Gidemezlerdi yani, gerçi gittiler ama boşalmadan. Boşaldıktan sonra gitmem lazım demeyen adamı bulursanız bırakmayın bence.

Sonuca gelirsek millet delirmiş, evet büyük bir heyecan olabilir, büyük bir eğlence hatta zevk bile olabilir ama gündüz gözüyle starbucks tuvaletinde seks yapacak kadar çıldırmadım herhalde. Hayatında yaptığı en büyük çılgınlık 2.5 litre kolayı bir günde bitirmek olan bana göre çok çok büyük bi çılgınlık hem de. Öpersin koklarsın belki ama seks çok fazla. Bilemedim.