Yakışıklı erkekler geçiyor. Yalnızlaşıyorum.
Metroya biniyorum sonra, karşımda iki sevgili. Adam kadına komik hareketler yaparak güldürmeye çalışıyor. Kız da gülüyor, muhtemelen eve gidiyorlar birlikte, muhtemelen sevişecekler hatta belki adam sabah kahvaltı hazarlayarak sürpriz yapacak kadına. Kadın çok mutlu, adam da mutlu.
Düşünüyorum.
Bir insan başka birini ne kadar sevebilir, insanlar birbirini seviyor görüyorum. Bu artık bana ilginç gelmeye başladı. Öyle lanet insanlarla karşılaşıyorum ki, öyle lanet ki her şey, iki insanın birbirini sevmesi bana garip geliyor artık.
Duygusal yakınlık kurduğum, kurmaya çalıştığım kişilerle zaman geçirirken ne zaman bitecek, ne zaman terkedecek beni korkusunu yaşamaktan bıktım. Kadına bakıyorum, adama bakıyorum. Ne adam gidecek gibi duruyor, ne kadın adamın gideceğini düşünüp üzülüyor. Ben neden hep böyle şeyler düşünüyorum?
Birinin beni seveceğine inanmıyorum sanırım. Çünkü daha önce derinden ve gerçekten sevildiğimi hiç hissetmedim. Ailem dışında tabi.
Hep korkuyorum, hep terkediliyorum, korkmasam terkedilmem mi acaba diye düşündüm, denedim de. Hikayeyi biliyorsunuz her şey çok güzelken terkedildim ben.
Korkuyorum hem de çok korkuyorum, birisine yaklaşmaktan, birisiyle yakınlaşmaktan, tanrılar korusun sevgili olmaktan, ve yine terkedilmekten ölesiye korkuyorum.
İstiyorum hem de çok istiyorum, birisine yaklaşmak, birisiyle yakınlaşmak, hatta sevgili olmak istiyorum. Sevgilileri gördükçe daha çok istiyorum, şiir okudukça, dizi izledikçe, güzel müzikler dinledikçe daha çok istiyorum. ama dediğim gibi korkuyorum da.
Bu ikilem arasında gidip geliyor sikik ruhum. Flörtleşmeyi unuttum, ilk buluşmalardan oldum olası nefret ederim zaten. Kuru bedenlerin de zevk vermediğini çok önce anladım.
Ne yapmalıyım, nereye gidiyorum hiç bilmiyorum. Gözlerimi kapatsam ve açtığımda esmer uzun boylu hafif kaslı kirli sakallı sevgilimle New York'ta bir otel odasında olsak. Ay ya da siktir et New York'u salonda tv izliyor olsak, beni gitmeyeceğine ikna etmiş olsa, içimden salak korkuları atmış olsa, olsa olsa olsa......
<el ele tutuşmayı çok özledim>