4 Nisan 2014 Cuma

Eskileri Özlemek YaDa Özlememek

Az önce Nazan Öncel'in yeni albümünü dinliyordum ve bir şarkıda takıldım kaldım, herhalde şu an 47. kere dönüyor.
Ne çok şeyi özlüyorum, ne çok şeyi geri istiyorum diye düşündüm. İçimdeki geçmişe ve geçmişteki kişilere ait olan özlem bugünün boktan olmasından kaynaklı. En azından ben buna inanmak istiyorum. Bugünüm güzel olsa, istediğim gibi olsa kimseyi özlemem, özlemiyorum böyle de lanetim.
Geçmişimdeki bazı kişileri ve yaşadığım olayları geri istiyorum, ama mesela hangisini daha çok istediğimi ya da hangisini daha cok sevdiğimi bilemiyorum.

Şapkalıyla geçirdiğim o gece hayatımın en güzel gecelerinden biriydi mesela, hoşlandığın çocukla konserdesin, çocuk çok cool, sarkılara eşlik ediyorsunuz sarılıyorsunuz, öpüşüyorsunuz. Birileri ona yavşıyor, o sizi öperek cevap veriyor, tuvaletlerde sevişmeye çalışıyorsunuz. Bunlar kafamda kurduğum istediğim ilişkide olması gereken şeyler. Bu yüzden o gece özel ve güzel. Şapkalı da öyle, hala özel ve güzel. Geri istiyorum mesela, onunla yeniden böyle şeyler yaşamak istiyorum. Daha da fazlasını yaşamak istiyorum, sinemaya da gidebiliriz belki birlikte, ona yaptığım yemeklere de hayır demezdi herhalde. El tutmayı da pek seviyor ya tutsun bırakmasın.



Eski sevgilimi düşündüğümde ise ne hissettiğimi gerçekten bilmiyorum, geri istiyor muyum istemiyor muyum, mutlu olur muyum, olmaz mıyım, her şey bulanık. O çok bulanıktı, kısa sürede çözülmeyecek kadar çetrefilliydi. Ne oldugunu anlamadan bitti zaten. Ama onunla yaşanılanları çok özlüyorum, o günlere geri dönmek istiyorum, nasıl heyecanlı nasıl mutluysam, nasıl ondan başkası umrumda değilse, o güne geri dönmek istiyorum. Güzel bir haber verdiğimde "öpeyim mi lan seni" diye sokak ortasında boynuma yapışmasını seviyordum. ( boyun, boy farkı olayından dolayı uzundu da biraz) Sarılmayı sevmiyorum diyip beni boğacak kadar sarılmasını seviyordum herhalde, herhalde yok seviyordum.

Bir ara son zamanlarda diye bir yazı yazmıştım, her şey güzelken gelecek görmeyorum diye beni terkeden çocuk hakkında son olsun onun adı. Son beni terk etmeseydi de biz çok mutlu olurduk, bunu da düşünüyorum arada, keşke olsaydık diye. Biliyordum çünkü iyi anlaşacağımızı ve her şeyin çok güzel olacağını. Ama o bu geçmişi özlemelerimin sevgili olduğumuzda da devam edeceğini düşünüyor.
Bilmiyorum belki her yaptığının bu geçmişimdeki insanlarla kıyaslanacağını düşünüyor. Böyle bir şeyin olmayacağını bin kere söylesem de anlamıyor tabi. Ama bugüne kadar tanıdıgım insanlar içinde herhalde en kendine has ve özel olanıdır son. Tuhaf kelimenin tam anlamıyla, ya da başka. Olsa olurdu yani, iki inatçı keçi başarırdık biz bunu.

Olanlardan pişman olmak yerine, olmayanlara keşke olsa demek daha mı iyidir, iyi var mıdır, yok mudur, felsefe dersinde öğreniriz, bu yazı bu kadar, görüşürüz. Muck.

2 yorum:

  1. mutlu olduğumda değil de mutsuz olduğumda veya arada bir böyle düşündüğümde benim de geliyor o eskiler aklıma ne çok şey tüketmişim keşke o da olsaydı bu da olsaydı dediklerim var pişmanlıksa eşek yüküyle

    YanıtlaSil
  2. Kaytanın lafına yakınım ben de, mutsuzken eskim aklıma gelmiyor değil. Hatta bazı takıldığım kişiler de. neyse işte, acımasızız bence. Avucumuzdakini silkelerken düşünmüyoruz da tırnaklarımızın arasında tozu kalınca düşünüyoruz bazı şeyleri :(

    YanıtlaSil